İçi Güzel Olsun
“Daha onu gördüğüm ilk an, çirkin bu adam, diye düşünüyorum. Tamam, kemik gözlüklü, pis sakallı, yeni moda havalılardan ama basbayağı çirkin. Yine de gülümsüyorum söylediklerine, kafa sallıyorum gözlerine bakarak. İlgili görünmek şart. Bu saatten sonra seçenekleri azalıyor insanın. Çirkinse çirkin, içi güzel olsun.”
Gözlemekle yetinmeyen bir yazar Nazlı Deniz Güler, tanıklıklarını damıtmayı biliyor. İçi Güzel Olsun’daki öyküler yazarında beklemiş, acısını ona bırakmış, okuruna ancak bundan sonra ulaşmış öyküler, okuyunca göreceksiniz. İnsanlara belli bir mesafeden bakıyor ama her durumda onları severek, onlarda, onların hayatında neşeyi, tebessümü yeniden keşfediyor. Nazlı Deniz Güler günlük hayatın içindeki hikâyeyi ve insanı bulup çıkarmayı başarıyor, hikâyelerinden çıkan da bu: gün, hayat ve insan!