Böyle Devam Edemezsin

Böyle Devam Edemezsin

“Çırılçıplak koşuyor bulanık suların içinde, üzerinde
dönen yırtıcı kara kuşlar. Köstebek yuvası gibi kabarık
çamur öbeklerinden kıllı yılanlar çıkıyor, ayaklarından
yakalamaya çalışıyorlar onu. Gittikçe çoğalıyor yılanlar,
kuşlar kocaman pençeleriyle etini koparmak ister
gibi üstüne dalıyor. Tepedeki ormana bir ulaşsa… İyice
sıklaştı nefesi, ter içinde kaldı, kalbi deli gibi atıyor.
Yaklaştıkça tuhaflaşıyor ağaçlar, gövdelerinde kötü
bakan gözler, sakallı, korkunç yüzler beliriyor, onu
bekler gibi açıyor ağzını biri. Öyle hızlandı ki duramıyor,
yutuyor onu ağız, salyalar her yerine bulaşıyor.
Çığlıkla açıyor gözlerini, kendi sesine uyanıyor,
bulaşan şeyleri temizler gibi çırpınıyor.”
Nesrin Erek, insan ilişkilerinin kırılgan dokusunu,
kayıpların ağırlığını, direnmenin ve yeniden başlama
cesaretinin izini sürüyor. Doğanın döngüsüne, bir
çocuğun sessizliğine, kadının suskun çığlığına kulak
verdiriyor. Her satırda, hayatın gölgede kalmış yönlerini
aydınlatan bir anlatım var.