
Ölümün Adı
Cícero hiçbir şey olmamış gibi sakin sakin pedal çeviriyordu. Júlio adamın kanlar içindeki başıyla önüne yığıldığı andaki görüntüsünü kafasından bir türlü çıkaramıyordu. Amcası fevkalade sakindi. Bir insanın canını aldıktan sonra
Yeni Elbise
“Hayır, yani ağzını ara sıra açıyordu ama konuşmak için değil. O ağız açma hareketi yanaklarının bir kasılması, daha doğrusu, o sarımsı yüzünün tümünün ara ara kırışıp büzüşmesinin bir sonucuydu ki
Agua
“Yeni bir macera olarak, ilerlemeye inanıyorum. Alçak bir sesle, yeryüzü bize zar zor katlanıyor, gökyüzü maceradır, diyorum kendi kendime. Ben artık destansı olmayan, küçülmüş bir dünyadan korkuyorum.” Daha önce İmkânsız
Aykırı Öyküler
Amerikalı yazar John Keene, bu olağanüstü öykü kitabında siyahîlerin oluşturduğu tarihsel algıya öykülerle bakıyor. Bunun yanında, Amerikan edebiyatının öteden beri sürdüregeldiği tüm anlatım biçimlerine, tüm klasik ya da deneysel çaba
1918 – Kalbim Kimsesiz Yurdum
Suat Duman’ın uzun soluklu polisiye serisini yayınlamaya başlıyoruz. Birinci Dünya Savaşı sona ermiş, dünya yeni bir kaosun eşiğine gelmiştir. Fransa’da gördüğü eğitimini yarıda kesen Ferda, gazeteci arkadaşı Miette’le birlikte Doğu
1918 – Ah Dehşet Dehşet Dehşet!
Ferda belki de her insan gibi, yaşadığı asrın bir fırtınalar asrı olacağına, olması gerektiğine yürekten inanıyordu. Ömrü ölülerini gömmekle geçen bu bedbaht insanlara baktı, yüreği onu heyecanlandıran bir kederle bir
Clausewitz’i Tamamlamak
“Savaş Üzerine’nin yorumunu tamamlamak demek, bu eserin anlamı dinseldir ve sadece dinsel bir yorumun, umarım öyle olsun, esasa ulaşabileceğini söylemektir. Clausewitz insanlar arasındaki mimetik ilişkileri düşünmüştür, eğer ki bir felsefeye
Böyle Şeyler Hep Gece Olur
“Mutlu olmak başka, umutlu olmak başka şeydir. Demem o ki, kadınlarda gördüğüm o umut dolu halden ötürü, onlara hiç âşık olamadım. Kimisinden hoşlandım, kimisine alıştımsa da, kendimi unuturcasına, bir uçurumdan
Geçti Bitti Meyhanesi
Seyhan Aslan Hanotte, harika bir ilk kitapla Alakarga’da. Geçti Bitti Meyhanesi, öykücülüğümüze yepyeni, coşkulu, ilham verici bir hava getiriyor. Okuyunca, Hanotte’nin nasıl güçlü bir dil birikiminden, nasıl umutlu, aydınlık bir
Salınımlar
Mesut Barış Övün, son derece başarılı bir ilk romanla Alakarga’da. Salınımlar’ın anlatıcı kahramanı, bizi kendi gençlik yıllarına, bir yazlık kasabaya götürür. Gençliğinde bir yaz boyu, biraz da zorunlu olarak çalıştığı
Sinekler Şehri
Usta bir şairden, Betül Tarıman’dan yeni bir öykü kitabı. Sinekler Şehri, titizlikle işlenmiş, adeta dokunmuş bir dille, duyarlı, etkili bir bakış açısıyla kaleme alınmış öyküler sunuyor okura. Tarıman’ın öyküleri, çağdaş
1918 – Bir Hayalet Dolaşıyor
Galip devletlerin, İngiliz Yüksek Komiserliği’nde düzenlenen önemli bir baloda buluştuğu günlerde Kadıköy sahiline parçalanmış bir ceset vurur. Gazeteler cesedi bu hale getirenin bir köpekbalığı olduğunu yazmaktadır. Devrimden kaçan Rusların mahallelerinde
Sanki Babamın Romanı
“Uçak yolculuklarında. Hep hayranlık duydu aşağıdaki manzaralara. Bulutların diline. İncecik uzayıp giden yollara. Silik fotoğraflara. Görünmeyenlere. Gizlenene. Çekip götürene… Önünde yapılacak pek çok işi varken. Bekleyenler varken. Cennetle cehennem varken.”
Açık Dövüş
“Farkındayım, size ölümden, kurbağanın ölümünden bahsedeceğimi söyleyip Bay Ben’den bahsetmeye başladım. Ama inanın yeryüzündeki, dünyadaki şeyler akıl almaz biçimde birbirlerini andırıyor.” Onur Akyıl, son derece üretken ve yaratıcı bir öykücü,
Gül Bahçesinde Gezinti – Divan Edebiyatı Seçkisi
Her edebî gelenek arkasında sayısız şair, birçok önemli eser ve aşkla yazılmış şiirler bırakır. Yüzyıllar boyunca süregiden uzun bir edebî sürecin karşılığı olan “divan edebiyatı” da şüphesiz geniş bir coğrafyanın
Olmaz Diye Düşündüğümüz Şeyler
Şebnem Balevi, çok güzel bir “ilk kitap”la Alakarga Yayınları’nda. Olmaz Diye Düşündüğümüz Şeyler, yaşamımızı çevreleyen büyüleyici düşlerin, olanakların, kâbus ve mucizelerin öykülerini anlatıyor. Çok sevileceğini düşünüyoruz. “Papağan -karım ona Mavi
Yağmur Damlaları Arasındaki Mesafe
“Yatağın köşesinde durur ve -yine geç kalktığı için- aceleyle kenara atılmış yorganın çapraz katını, çarşafın topografik hatlarını ezberler, her bir pamuk çıkıntısını, vadisini ve platosunu aklına çizer. Ardından önceki gece
Vertigo-Ölüler Arasında
“Ona aldığı gri takımı giyiyordu. Rüyalarından hatırladığı gibiydi. Tıpkı geçmişte Seine kıyısında yaptığı gibi ona yaklaştı; parfümünü kokladı, sonbaharda toprağın, ezilmiş yaprakların, ölen çiçeklerin kokusuydu. Flavières, bir eli göğsünde, ağzı
Yarın Başka Bir Gün Olacak
“Mutfakta bulaşığı yıkarken, içeriden gelen kahkahaları, boğuk fısıltıları dinledi, bunu sessizlik izledi. Birinin sinsice yürüdüğü geldi kulağına, ama kafasına inen demirin tok sesini duymadı. Doğrusu, bir daha hiç duymadı, sendeledi,